ideolojik çarpıtma, hedef saptırma ve kirli propaganda
Babam, 70’li yıllarda Gazi Eğitim Enstitüsü’nde okumuş. Hem çalışıp hem okuduğu için dersleri takip edemiyor, sadece imtihan dönemlerinde Ankara’ya gidiyormuş. O dönemde yaşanan siyasal kutuplaşmanın üniversiteye yansımasıyla ilgili ilginç şeyler anlatır: “Sabah okula giden çocukların akşam sağ-salim eve döneceğinden kimse emin olamıyordu. Sağ-sol kavgası sokağa taşmış, kahvehaneler bile ayrılmıştı. Gittiğin kahveden okuduğun gazeteye, giyim kuşamından bıyık bırakma biçimine kadar herşey siyasî mensubiyetinin bir tezahürü kabul ediliyordu yahut zaten öyleydi. Her yanı kaplayan siyasal şiddetten korunabilmenin yolunun okulda, sokakta, işte… daha organize gruplardan birine girmek veya yanaşmak olduğunu düşünen solcular devrimcilere, sağcılar ülkücülere meylediyordu. Yıl sonu imtihanlarına girmek için birkaç günlüğüne Ankara’daydım. Enstitünün önüne gittiğimde kapıların tutulduğunu ve kimsenin içeri alınmadığını gördüm. İmtihana girmek için bekleyenlerle, kapıları tutanlara destek ve...