Kayıtlar

Temmuz, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

oylamaya mutlaka katılın

İki önceki yazıda, 27 Nisan 2007'de DYP ve lideri Ağar ile ANAP'a gönderdiğimi söylediğim e-posta. Yerine ulaştı fakat amacına ulaşmadı ne yazık ki. Her iki lider de, partileri de oylamaya katılmadı. ANAP'tan şu an adını hatırlamadığım bir tek milletvekili katılmıştı oylamaya. Sonradan Ak Parti'den bir dönem milletvekilliği yaptı. E-postanın tam metni aşağıda. */* Siyasi sorunların demokratik mekanizmalar içinde ve siyasi aktörler eliyle çözülmesi gerektiğine inanıyorum. Cumhurbaşkanlığı seçiminin siyasetin çözmesi (daha doğrusu karar vermesi) gereken bir konu olmaktan çıkıp "adli bir vaka" halinde mahkemeye taşınması bu bakımdan yanlış olacaktır. Özellikle Sami Selçuk'un Star Gazetesi'ndeki yorumlarını okuduktan sonra, oylamaya başlanabilmesi için Meclis'te 367 kişinin hazır bulunmasının hiç de şart olmadığına iyice kanaat getirmiş bir seçmen ve vatandaş olarak, bu noktada partinize ve milletvekillerinize önemli bir görev düştüğünü düşünüyo

22 temmuzda tenis izlemek

22 temmuz seçimlerinin üzerinden onbeş yıl geçti. çok zorlu bir dönemi bütün ayrıntıları ile tek bir yazıya sığdırmak kolay değil. lâkin ülkeyi 22 temmuz şartlarına götüren hadiseleri önce hür fikirlerde, sonra burada yayınlanan bir yazıyla özetlemeye çalıştım. 22 temmuz, yani tam seçim akşamından kalan bir hatıram var. burada da ondan bahsedeyim. ülke öylesine kutuplaşmıştı ki, 22 temmuz bu iki kutbun meydan muharebesiydi bir bakıma. o gün yapılan seçimin sonucunu herkes çok önemsiyor, merakla bekliyordu. ben de onlardan biriydim. akşam olup saatler altı buçuğu biraz geçtiğinde, sonuçlar verilmeye başlandı. bu kadar erken açıklanacağını beklemiyordum açıkçası. büyük bir merak ve heyecanla ekranın karşısına kuruldum. il il gelen sonuçlar her dakika değişiyor, yeni baştan veriliyordu. hepsini tek tek ve yeniden izlemek benim için müthiş bir keyifti. teyzemlerde idim. teyzemin onbeş yıldır rusyada yaşayan oğlu da o dönem türkiyede idi. yarım saat ya seyrettik, ya seyretmedik k

onbeşinci yılında 22 temmuz seçimleri

Türkiye’nin son kırk yılına damgasını vuran iki seçimden biri olduğunu dü-şündüğüm 22 Temmuz 2007 milletvekili seçimlerinin üzerinden onbeş yıl geçti. İnsan ömrü için uzun, siyasal tarih için kısa bir süre. 22 Temmuza uzanan süreçte dönemin muhalefet partisi CHP ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Kanadoğlu ile hukuk ve izan dışı 367 kararının altına imza atan Anayasa Mahkemesi üyeleri Ak Partili birini (hassaten Erdoğan’ı) cumhurbaşkanı seçtirmemek için ülkeyi adeta bir siyasî kaosun içine atmışlardı. Bu kaos sokakta da yankı buldu ve büyük şehirlerde ‘cumhuriyet mitingleri’ adı verilen geniş katılımlı nümayişler tertip edilmeye başlandı. Bir tarafta görev süresi dolmakta olan bir cumhurbaşkanı, diğer tarafta yeni cumhurbaşkanını seçmeye yetecek milletvekili sayısına sahip bir parti, öbür tarafta Ak Partili bir cumhurbaşkanı istemeyen öfkeli bir kitle. Arkasına basını, yüksek yargıyı ve o dönem hemen her konuda fikir beyan edip sınır çizmeyi doğal bir hak, millî bir görev addeden as

kira kontrolü çözüm değil

Klasik kira kontrol kanunları, belli şehir veya semtteki kiralara bir üst sınır getirir. Kanunun o şehir veya semt için öngördüğünden (yahut izin verdiğinden) daha yüksek bir rakamla evinizi kiraya veremezsiniz. Geçen ay yürürlüğe giren ve konut kiralarındaki artışı yıllık %25 ile sınırlayan kanun, bu anlamda klasik bir kira kontrol kanunu değil. Kiraya değil, artış oranına sınır getiriyor. Bir artıştan veya artış oranından söz edilebilmesi için, kiracı ile mal sahibi arasında evvelce akdolunmuş, süresi dolan ve yenilenmesi gereken bir sözleşme bulunmalı. Dolayısıyla, taraflar arasında ilk defa imzalanan sözleşmeler bu kanunun kapsamı dışında kalıyor. Kanunun ikinci iyi yanı da bu. Kanun 1 Temmuz 2023 tarihine kadar yürürlükte kalacak ve sadece konutlar için uygulanacak. Kısa sayılabilecek bir süre için yürürlükte kalması ve işyerlerini kapsamaması kanunun diğer iyi yanları. Bir kanun düşünün ki ihtiva ettikleriyle değil, etmedikleriyle iyi olsun. Bu da öyle bir kanun işte.