etsiz çiğ köftenin tarihi
büyük teyzem, son ikisi hariç hiçbirini hatırlamadığım üç-beş ev değiştirdikten sonra zafer apartmanının en üst katına yerleşmişti. ne kadar geniş ve ferah bir evdi anlatamam. tek kötü yanı beşinci katta bulunmasıydı. bu eve girince insanın gözü, gönlü aydınlanırdı. her köşesini pırıl pırıl tuttuğu bu evin bir ön, bir de arka balkonu vardı. arka balkonu çamaşır asmak ve ufak tefek malzeme koymak için kullanırdı. cadde büyüklüğündeki sokağa bakan ön balkonsa keyif ve seyir yeriydi. bu balkonda ne çaylar kahveler içildi, ne kahvaltılar yapıldı, ne sohbetler edildi. orada hep birlikte geçirilen zamanın tadı hâlâ damağımda. sokaktaki bütün hareketliliği gözleyebildiğinden balkonda oturanın canı hiç sıkılmaz, ilgisini çeken birşey mutlaka çıkardı. bunları ballandıra ballandıra anlatmak da teyzeme düşerdi. ne güzel anlatır, karşısındakini ne güzel dinlerdi. bu kadar görgüyü, bilgiyi, anlatma kudretini nerede biriktirmişti. ilkokul mezunuydu ama en seçkin sofralara iştirak edecek adab-ı ...