oruç ve modernite

her ramazan öncesi acaba bu yıl oruç tutabilecek miyim diye bir korku kaplar içimi.
ramazanın yaz ortalarına doğru kayıyor olması, son yıllarda bu korkuyu iyice depreştirdi. günler zaten uzun, ya havalar da sıcak geçerse?..
çok şükür, korktuğum olmadı ve havalar rahatça oruç tutmamıza müsaade etti. ayın (ramazanın) sonuna doğru bastıran sıcaklar ise tahammül edilemeyecek mertebede değildi.
geriye dönüp baktığımda, ramazanda menfi anlamda beni en çok etkileyenin açlık, susuzluk yada sıcaklar değil uykusuzluk olduğunu söyleyebilirim. daha doğru ifadeyle, uyku düzenimin bozulması, inkıtaya uğraması.
sanayi devrimi ve sonrasında yaşanan gelişmelerle adım adım kurulan ve adına modernite dediğimiz yaşam biçiminin damıttığı dinî duygular, belli gün ve saatlerde (meselâ pazar günü kilise âyinlerinde) açığa çıkmak üzere kalplere hapsedilmiş. diğer dinî vecibeler ise, profesyonel olarak bu işle uğraşan kadrolara (din adamlarına) terk ve teslim edilmiş.
sanayi uygarlığının gereklerine ve bu uygarlığın kurucu (hıristiyan) kültürünün önceliklerine göre şekillenen modernitenin, diğer din ve kültürleri hesaba katmamasından daha doğal ne olabilir ki?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

teyzelerim

ibişin rüyası

uzay merakım