mükemmelik üstüne

Beyazıt Öztürk ve Kadir Çöpdemir, vaktiyle NTV'de Biri Bana Anlatsın isimli bir program yapıyordu hatırlarsanız.
Sonuna doğru açtığım için adını öğrenemediğim bir profesörü konuk ettikleri bir bölümünde mükemmelliğin tanımı üzerine konuşurlarken, aklımın bir köşesinde var olan fakat hiçbir zaman o netlikte ifade edemediğim bir tespitte bulundu profesör. Mealen dedi ki:
Çoğumuzun sandığının aksine mükemmellik, içinde herşeyi barındıran, ilave edecek başka birşeyin olmadığı yada kalmadığı kompleks bir yapıda değildir.
Gerçek mükemmellik, muhtevasından çıkarılacak birşey olmayan, çıkarıldığında ise varoluş anlamını (ontolojik bütünlüğünü de diyebiliriz buna) kaybedecek sadeliktedir.
En güzel romanının hangisi olduğu sorusuna, belki de bu yüzden ‘Kırmızı Pazartesi’ cevabını veriyor Marquez. Ve ekliyor: çünkü en ince olanı…
Başka bir deyişle, anlatmak istediğini, muhtevasından ödün vermeden en az sözcükle anlatabildiği romanı.
Aynı ölçüyü hayata tatbik edebiliriz sanıyorum.
Yaşamasak birşey kaybetmeyeceğimiz anlar yahut 'kurmasak da olurdu' diyebileceğimiz cümleler hayatımızda ne kadarlık bir yekûn tutuyor? Peki ya yaşamasak/söylemesek daha iyi olurdu dediklerimiz?
Hayatı sadeleştirmeye karar verdiysek, bence ikincisinden başlamakta fayda var.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

teyzelerim

ibişin rüyası

uzay merakım