kitaplardan filmlere biyografiler

hatıra ve biyografilerin öneminden bahsederken gördüm ki, otobiyografileri atlamışım. unuttuğumdan değil, hatıra ve otobiyografiler arasında ‘teknik’ bir fark olduğunu düşündüğümden... ilki (hatıralar) hayatın genellikle belli bir dönemini veya yönünü ele alıyorken, ikincisi (otobiyografiler) hayatın geneline şâmil oluyor.
hatıra veya otobiyografiler tarafsız değildir elbette. olması da beklenemez. yeter ki yazar yaşadıklarını ve gördüklerini kendi zaviyesinden anlatmakla yetinsin, işine gelmeyen hallerde hakikati tahrife yahut kendine saklamaya meyletmesin. bu sakınca, çapraz (mukayeseli) okumalarla ortadan kalkabilir ancak, ki bu da belli bir kişiyi ve/veya dönemi anlatan hatıra ve biyografilerin sayısının artmasıyla mümkün.
hatıra ve özyaşam öykülerine nispetle tarafsız metinler olmakla birlikte, biyografiler de büsbütün tarafsız değildir aslında. biyografi yazarının ‘yumuşak karnı’nı, hayatını yazmakta olduğu kişiye beslediği sempati oluşturur bana göre.
aynı şey okuyucu için de geçerli değil mi aslında? lâlettayin birinin değil, ilgi ve sempati duyduğumuz bir insanın biyografisini okur, hatta bazen filmini seyrederiz. evet, doğru tahmin ettiniz!.. biyografi filmleri var bir de.
teknolojik gelişme, biyografiyi edebiyatın tekelinden çıkıp sinemaya taşıyalı çok oldu. sinema tarihi birbirinden güzel biyografi örnekleriyle dolu.
lâkin film çekmekle kitap basmak arasında hem mahiyet, hem maliyet farkı var. herşeyi birkaç saate sığdırma zarureti, bazı ayrıntıların atlanmasına, bazılarınınsa film tekniği, fizikî mekân, malî imkânlar ve nihayet pazarlama stratejileri çerçevesinde gözden geçirilmesine yol açabiliyor. bu nedenledir ki, ne kadar güzel olurlarsa olsunlar, biyografi filmlerine ‘belgesel’ yahut ‘hakikatin ta kendisi’ nazarıyla bakmamak gerekiyor.
çoğu zaman bu, bazen de diğer duvarım perdeden'de biyografi örnekleri sunacağım size. uzun uzadıya biyografilerden bahsetmemin sebeb-i hikmeti budur efendim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

teyzelerim

uzay merakım

dayımı kaybettik