hasbihal

yazmayalı epey olmuş… bu süre zarfında boş mu durdum? hayır… üç-beş satır da olsa yazamayacak kadar dolu muydum? yine hayır.
yeri gelmişken söyleyeyim. yazıp da bilgisayara geçirmediklerim var, geçirip de yayınlamadıklarım, başlayıp da bitirmediklerim, bitirip beğenmediklerim.... lakin madem burayı bir idman sahası ve fidanlık olarak gördüm, ihmal etmemem, yazmam gerekirdi.
sessiz kaldığım dönemde yaptığım işlerden bir kısmının ipuçlarını vermiştim aslında. tashih, tertip ve tanzim (dizgi ve editörlük) derken neşriyata merak sardım. son dönemde aksatsam da, hür fikirlerde yazıyordum zaten. murphy’den yaptığım çeviriyi tamamlayıp yayınevine teslim edince, tek kitapla da olsa mütercim sıfatını kazanmış oldum. devamı gelir ve gelecek inşallah. son dönemde vaktimi en çok alan şey ise, yıllar sonra döndüğüm yüksek tahsil.
korona musibetinin hem iş hem tahsil hayatını kesintiye uğratması, ne zamandır ihmal ettiğim şeylere dönme fırsatı verdi bana. işbu yazıyı biraz da koronaya borçlusunuz.
sen nelere kaadirsin korona!..

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

teyzelerim

uzay merakım

dayımı kaybettik